Ülkemizin son yıllardaki kişi başına düşen milli
gelirinin artmasına bağlı olarak; orta düzey gelir grubundan yüksek gelir
seviyelerine sıçrama yapabilmenin yolu, kurum ve kuruluşların demokratik bir
sistem içinde yüksek yoğunluklu genç nüfusu bilgi ekonomisinde rekabet edecek
becerilere kavuşturacak atmosferi oluşturmasından geçmektedir. Bununla birlikte
ulusal ekonominin büyümesi paralelinde bütçe içinde 'spora' ayrılan payın
gerekli oranda artırılıp gerek iktisadi kalkınma gerekse demografik üstünlüğümüzü,
spor endüstrisinde söz sahibi olacağımız veriye dayalı reformlarla
bütünleştirerek fırsata çevirmeliyiz.
Spor
örgütleri, ekonomik refahın artmasıyla birlikte ülkelerin en çok ihtiyaç
duyduğu rekabet avantajını sağlamak için gerekli inovasyonu ve onun motoru olan
girişimciliği içselleştirmelidir. Ayrıca verecekleri eğitim ve diğer
sektörlerle yapacakları işbirlikleri ile sporcuları ve ailelerini dönüştürmekle
kalmamalı, kendilerini de çağa uygun dönüştürmeli ve ülkelerin gelecekleri
olarak gördükleri inovasyondan maksimum faydayı elde edebilmek için
girişimcilik eğitimlerini ihtiyaçlara göre dizayn etmeli ve uygulamalıdırlar.
Türkiye'nin
global spor endüstrisi içindeki yeri için; fütürist ve bilimsel bakış açısının
ülke sporunun marka değerine yapacağı katkının farkında olan, ülkenin sportif
ekonomik bazlı kalkınmasının spor kültürünün yaygınlaşmasıyla gerçekleşeceğine
gönülden inanan, dinamik insan gücünü kullanabilen, inovatif ve yaşanabilir bir
gelecek misyonu ile evrensel değerlere bağlı ulusal ve uluslararası ölçütlerde
bilgi üretimiyle gelişime, değişime ve yeniliklere uyum sağlayabilen ve seçkin
konuları ön planda tutan alanında özgün uzmanlar, geleceği tasarlayan spor
girişimcileri, ileri görüşlü ve başarıyı deneyimlemiş spor yöneticileri ve
sporcular, spor sektörünün lider işletmecileri, oluşturacağı etkinin farkında
olan ülke spor basınının duayen isimleri ortak paydada paydaşlık bilinciyle
buluşmalıdır.
Globalleşme
ve internet, ekonominin globalleşmesini, girişimciliğin kolaylaşmasını
sağladığı gibi paylaşımcı ekonomiyi de ortaya çıkardı. İleri bilişim ve
iletişim teknolojileri, yaratıcı insan beynini, bilgisayarın gücünü, sosyal ve
ekonomik ihtiyaçlarla birleştiren "Endüstri 4.0" dediğimiz yeni bir
ekonomi kuruldu. Büyük bir hızla gelişen iletişim ve bilgisayar teknolojileri
ve yapay zeka odaklı çalışmalar ülkemizin sportif büyüme odaklı planlamaları
doğrultusunda "Spor Endüstrisi 4.0" ile entegrasyonu yapılacak
şekilde uyumlaştırılmalıdır.
"Endüstriyel Spor"
kültürünün oluşması 'sürekli iyileştirme' ve 'degişimi yönetme' olgularının
birbirleriyle entegrasyonunun sağlanıp uygulamaya geçirilmesiyle mümkün
olacaktır. Spor
örgütleri, gelecekte var olma adına operasyonlarını genişletmek için;
teknolojiyi, yatırımları, iş gücü kalitesini, üreticiliği, markalaşmaya olan
bakış açısını, marka devamlılığını, sosyal sorumluluk projelerine desteğini,
çevre duyarlılığını, etik değerlere uyum ve hesap verebilirliğini maksimum
seviyeye çıkarmalıdır. Bunların
sonucunda ölçülebilir parametrelerin, yani inovasyon seviyesinin düzenli olarak
takip edilmesi gelecekteki yatırımlar adına önem arz etmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder